14 Aralık 2010 Salı

MERCANIMIZ KOCAMAN OLDU


BİR TANEMİZ,MERCANIMIZ İŞTE BÖYLE CİLVELİ, BÖYLE ŞEKER BİR ADAM OLDU DEDESİ. ONU SENİN YANINA HİÇ GETİREMİYORUM. BEN DE GELEMİYORUM ÇÜNKÜ. ÇÜNKÜ BEN GELMEYE KALKSAM O MERMERLERİ YARIP YANINA GİRİP SANA SIMSIKI SARILMAK İSTİYORUM. ÇÜNKÜ GÜN GEÇTİKÇE KOLAYLAŞMIYOR HİÇBİR ŞEY. ÇÜNKÜ CANIM O KADAR ÇOK ACIYOR Kİ, SENİ O KADAR ÇOK ÖZLEDİM Kİ, SENSİZLİK ÖYLE FENA KOYUYOR Kİ... YANINA GELEMİYORUM,SANA SARILAMIYORUM,DELİRECEĞİM BABACIM,BİTMEYEN BİR DELİLİK BU, BİTMEYEN BİR ACI.

3 Ocak 2010 Pazar

FOTOĞRAFLARIN


2008'İ 2009'A BAĞLARKEN


2009'u 2010'a bağladık babam. Sensiz bir yılbaşı azap. Hediye alışverişinde ağlamaktan başım döndü. Adım başı sen, her yerde sana almak isteyeceğim şeyler. Çıldırdım. En güzeli de "herkes baba olabilir ama herkes babişko olmayı hak edemez" yazılı bir kitap ayracıydı. Babişkom benim.
Bu yılbaşı bir devrim yapıp resimlerini bastırdım. Hep beraber ağlayıp durduk. Zeynep'in rüyasına girip üzülmeyin, ben iyiyim demişsin. Keşke bana da desen. Ve bunun gerçek olduğuna beni inandırsan.
Burnumda tütüyorsun.



8 Kasım 2009 Pazar

Babam, babacım...

Ne resimler, ne çiçekler,
Senden sonra herşey keder,
Sen yoksun ya,
Yüreğimin orta yerinde kış yelleri,
Savrul savrul eser,
Mümkün mü, hak mı, ne bu
Seni görebildiğim yerde
Sadece mezarlar ve selviler...

71 gün oldu göremedim seni, o adımı seslenen sesini duyamadım, göbeğini ovuştura ovuştura yürümeni göremedim, ya da elinle havlunla terli başını silişini. Her bir detay hala aklımda, gözlerimin önünde. Dün gece seni gördüm. Son günlerindeki gibi ve son günün gibi. Kahvaltıya bile gelemiyodun. Seninle hep beraber ailecek terasımızda kahvaltı etmeyi, çiçekleri çekiştirmeyi, kedimize gülmeyi, evde yapılması gereken tadilatları sana anlatıp sana mc gyver demeyi, aşağı indiğimde seni bilgisayar başında görmeyi, seninle msn'de geyik yapabilmeyi özledim. Özledim işte deli gibi özledim. Kocası karısı ölenler şanslıymış diyorum içten içe. Onlar başka eş bulabilirler kendilerine. İstemezler belki ama isterlerse şans var en azından. Ya ben, ben kimi koyayım yerine? Yerinde yeller esiyor babam. Bu yaşımda kaldım ya sensiz, bıraktın gittin ya bizleri böyle, o yeller beni durduğum yerde yere yıkıp yıkıp geçiyor üzerimden. Artık bir kolonu eksik ev gibiyim. Güvenebileciğim bir ayağım kırıldı gitti.

14 Ekim 2009 Çarşamba

BABACIĞIM KIZIN ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI

Canım babam, canımdan uzak babam
Sana güzel haberlerim var bu sefer. Ağlamaklı kahırlı değil.
Zeynep kazandı, o artık üniversite öğrencisi. Hem de fotoğrafçılık okuyacak. Fotoşop öğrenecek mecburen, e biraz da grafik falan. Tam senlik yani.
Ama yoksun sen. Eksik sevindik. Hatta sevinemedik bile galiba. Hepimiz bir buruk bir yarım bir kırık haldeyiz. Kimse dile getiremiyor ama koşa koşa sana gelip de haberi verememiş olmak hepimizi yedi bitirdi. Zaten her iyi olayda -ya da kötü, hep bir eksiklik duygusu var ortalıkta. Önce bir hamle yapılıyor sanki, babama da söyleyelim diye. Ardından hemen o anda hatırlanıyor gidilecek bir rota yok, haber hep eksik kalacak. O anda sevinç hüzün birbirine giriyor. Her şey allak bullak oluyor. Dünya başımıza yıkılıyor. Sonra mecbur yeniden kuruluyor.
Babacığım, duy nolur. Duyduğuna gördüğüne inanmamız lazım. Kızın üniversiteli oldu artık.
Seni çok seviyoruz.

6 Ekim 2009 Salı

ÖLEN BİR GÜNDE ÖLDÜ, YA KALANLAR...

Canım babacığımın ölümünün üzerinden tam kırk gün geçti. Babam gittiği yerde huzur içinde. Öyle gördük rüyalarımızda, ışıklar içinde pırıl pırıl, huzurlu, mutlu. Ama ya bizler? Bıraksak hepimi her gün öleceğiz, ağlamaktan sürüm sürüm sürüneceğiz, onunla birlikte mezara gireceğiz. Ama tutunduk işte hayata bir şekilde. Oğlumuz, mercanımız sayesinde güldük bile hem de kahkahalarla.. Ama hep bir sızı var yüreğimin o boş yerinde. Ağlasam ağlamayayım diye dua ediyorum, çünkü ağlamanın sınırı yok bende. Ben başladığım zaman sabaha kadar ağlayabiliyorum. Ağlamadığım zamansa yoksa unutuyor muyum, neden ağlamıyorum diye deliye dönüyorum. Gülsem güldüm, nankörüm diye ağlıyorum. Ağlasam allahım böyle nasıl yaşayacağım dayanamam ki diye korkuyorum.

Kısacası bu ölüm derdi ölmekle bitmeyen bir dert. Benim babam öldü ama ben burada, bu hayatta, bu acımla sanki sırat köprüsünde bir canım. Ne ileri gidebiliyorum ne geri dönebiliyorum. Sıkışıp kaldım bu yasla.

Canım babam,
ah sen geri gel de
o terli başını
yine göğsüme yasla...

22 Eylül 2009 Salı

BABAMA VEDA

BABAMA AĞIT
Hep saçma gelmişti
Öldükten sonra anneye babaya yazılan şiirler
Ama ne kadar bilirsen bil öleceğini
İçinde kalıyormuş söylenmemiş
Dillenmemiş sarılıp öpülmemiş
Kana kana ağlanmamış
Bir sürü söz meğer

Ne desem ki şimdi bilmiyorum
Tek bildiğim içerde bir yerlerde
Bir gıcık gibi bir grip gibi bir ülser gibi
Yarım kalmış çıkamamış bir acı
Bulandırıyor buruyor ama orada
Tam orada babamın boşalttığı yerde
Durup duruyor

Hiç ölmeyecekmiş gibi dimdik ayakta durdu babam
Öleceğim demedi hiç
Ölmeyeceğim de demedi
Ama asla yenilmedi
Aslanlar gibi dimdik göğsünü gere gere azrailin
Tam ayağına gitti

Annemi çok sevdi
Küçük kızını çok sevdi
Tatarcığı çok sevdi
Bir biber dolmasını bir de benim siyah saçlarımı sevdi
Çok üzüldü çok çekti
Kimbilir kaç kere ölmek istedi
Ama bırakmadı bizi hep
Hep çok ama çok sevdi
Yanlışlar yaptı öğrendi
Öğrendiklerini gözlerinde kapalı bir hüzün hep bize söyledi
Siz yapmayın dedi

Annemi ne çok sevdi
Ne büyük bir aşktı onların ki
Birinin başı ağrısa yalnız bırakmazdı onu beriki
Birinin ayağımı burkuldu öbürünün de burkulurdu
Aynı anda aynı şeyi söyler hisseder yaşardı iki kumru
İkisi de aynı anda öleceğini zannederdi
Ama şimdi babam gitti
Annemse bize tek teselli

Babam büyük adamdı
Heybetliydi, heybeti kadar yüreği vardı
Baktı mı devireceksin karşındakini derdi gözlerinle
Ve yine gözlerin yetmeli sevgini ifade etmeye
Az konuşur çok şey anlatırdı
Çok güzel göbek atardı
Çok güzel cıvıtırdı
Babam büyük adamdı

Bana çiçekleri kaldı miras şimdi
Gömlekleri, kıyafetleri,
Sağa sola yazdığı şiirleri
Artini martini danyalı ve
Bir sürü fotoğrafı ve
Bir sürü anısı
Ama babam gitti ya
Gitti işte ömrümün bir yarısı
Annemle gidecek diğer parçası
O yuvada geçen koca bir ömür
Ah babam canım babam
Daha neler neler yapacaktın
Yetmedi sana bu ömür
…………………. 130909

13 Eylül 2009 Pazar

BABAMA RAPOR

Babacım,
Bu gece maç vardı. Galatasaray Beşiktaş'ı dağıttı. 3-0 bitti maç. Hani sen demiştin ya hastaneye gittiğin gece Emre'ye, Galatasaray şampiyon olacak ama ben göremeyeceğim diye, ah be babam, içine mi doğdu? Anlar mı acaba insanoğlu vaktinin ne kadar kaldığını, uzatmaların da artık bitmek üzere olduğunu... Şimdi annem maç sesi bile duymaya dayanamıyor. Ben? Ben de dayanamıyorum. Boğazımda kocamaaan bir düğüm... Ama sanki birinin izlemesi lazım bu maçları. Biri devam ettirmeli sanki senin sevdanı. O düğüm gözlerime doluyor, ağlayamıyorum. Ağlamaya başlarsam duramıyorum. Ama aslanlar gibi televizyonun karşısındayım. Golleri de izledim, maç sonrası yorumları da. Bir gün boğazımda o düğüm olmadan izleyebilecek miyim acaba bu maçları? Ama peşinen söyliyim öyle her maçı izlemem bak. Sadece derbileri bi de Avrupa maçlarını. Perşembe günü de varmış bi Avrupa maçı. Onun haberlerini de vereceğim sana.

Canım babam...